Merhaba sevdicek okurum!Tabiki bu Pazar da hava çok güzel ve tabiiki ben çalışıyorum!Ne sanmıştınız..
Bir yerlere artık rutin olarak gidip, rutin ulaşım araçlarını kullandığım için, zaman geçtikçe küçük hesapların adamı olduğumu itiraf edebilirim. Metronun kapısı tam olarak nerede açılır, kaç dakika geç kalabilir, metrobüs felaket anlarında ve sakinlikte tam olarak kaç dakikada Mecidiyeköy'de olur, hangi yol, hangi gişe, hangi jeton makinesi..Bunların hepsine vericek birer cevabım var.Bütün bunların yanında, yol boyunca okuduğum kitabın üç beş sayfasını aradan çıkarmam ve arka fondaki müziğin önemi var.
Yolda okunacak kitabın tam olarak hanigisi olduğunu bulamamakla birlikte şu sıralar okudğum Ye,Dua Et,Sev; yol dışında, ayrıca zamanımı ayırıp okuyacağım bi kitap olamadı. Bu yüzden çantamın bi uzvu olarak benimle birlikte oradan oraya gidiyor, bazen akşamları okumak için azmettiğimden benimle birlikte uyuyor.
Çabalıyorum ama belirli bi sayfadan sonra sıkılıyorum. Başlarını atlattıktan sonra güzel olacağı görüşlerini aldığımdan okumaktan da vazgeçemedim. Ama filminin, kitabının okunabilirliğinden çok daha fazla izlenilesi olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ya çakallık yapıp kitaptan bir kaç bölüm atlayıp o aralığı hayal gücümle tamamlicam, ya da kitabı kitaplığa koyup , aklıma esen bir zamanda filmine gidicem. Bu olaya neden bu kadar taktığımı da bilmiyorum..
Dinlenecek müzik, akşam kanala gelip çalışmaya başladıktan bir kaç saat sonra önemini daha da arttırıyor. Çünkü kanalda gitgide insanlar azalıyor ve ufak bir uyku sorunu baş gösterebiliyor. İlk başlarda fizy deki vazgeçilmez playlistlerimi keyifle dinliyordum ama daha sonra en sevdiğim şarkılardan baygınlık gelmeye, ve müzik sevgimin bir kısmını yitirmeye başlayınca ben de farklı playlistlerin arayışına girdim.
Uzun saatler o çalsın ben dinliyim tarzı bir şey arıyordum. Bi ara fizy mood u denedim, aslında keyifli ama araya bi kaç ne olduğuna anlam veremediğim şarkılar kaçınca onu da elemiş oldum. Radyoda da ya akış kopuş şarkılar, ya da reklam, ya da iki şarkıya bir aynı şarkılar çaldığından radyo da saatlerce dinleyeceğim bir şey değil..derkeen cazkolik ve brandmail in playlistleri imdadıma yetişti. Birisi tabiki caz havası,diğeri de lounge chillout caz karışık bir playlist. Özellikle brandmail inkini ilk dinlediğimde çok keyif aldım ve çalıştığım üç gün o iki playlistle geçti. Tabi yine şarkılar ezberlendi, aralara başka şarkılar girdi.Playlistler için resimlere tık tık.
Cuma günü sevgiliye kavuşma günü olduğundan, bu haftasonumda da sevgiliyle bir ora bir bura gezdik. Ve bir kaç haftasonudur olduğu gibi aslında Pazar bahanelerim temelinde O'nu, görünürde onunla birlikte yaptıklarımızı kapsıyor.Bu haftasonu yaptığımız bütün şeyler rahatlıkla bahanelerim olabilir. Kadıköy şubemde ettiğimiz mükemmel kahvaltı ve edilen sohpetler,yapılan dedikodular, izlediğimiz üç dramatik çizgi film(!), gün içinde durup durup uyuyakalmam, karşıyı hafiften keşfetmeye başlamam gibi..
Bu hafta nedendir bilinmez, bana daha zor daha çekilmez.Ve pazarın şarkısı;
http://fizy.com/#s/1l58b0
Öptüm'n