.

toyz toyz toyz

Herkese merhaba!! Çoğumuzun oyuncak sevdası hala bitmedi. Büyüklere oyuncaklar adı altında ama hala ''oyuncak'' olan  şeylere sempatimizi, sevgimizi hiç kaybetmedik. Çoğu kişinin en azından görsel olarak onlara hala ihtiyacı var. Hoşa giden şeylerden vazgeçmemiz gibi bir şey asla söz konusu değil. 


Ben bu şekilde değilim ama bahsettiğim oyuncaksevenlerden  bi tanesi en yakınım, ikizim. Oyuncak delisi bir insan olarak odanın aşağısı yukarısı sağı solu küçük büyük bir sürü oyuncakla dolu.Star wars, transformers kasklarından tutunda, kinder den çıkan minik ice age karakterlerine kadar serpiştirilmiş bişiler var odada.Tabi ikizimin yanında  en. i de unutmamak gerek. İkisinin özellikle de en. in günün birinde hatrı sayılır bi oyuncak koleksiyonu olucak gibime geliyo. Ben de bunlardan kendime pay çıkarıyorum tabi:)Zira oyuncakların içine birer psp, ps2 ve ps3, orjinal birer ferrari ve audi kumandalı arabaları da dahil! Her ne kadar guitar hero siftahımı henüz yapamamış olsam da onlar varlar:)  




Şimdilerde ''Oyuncaklarından'' yola çıkarak kendilerine yeni bi blog açtılar, ''deep toy factory''.  ''Nazlı Yılmazcan ve Ahmet Kandemir 20'li yaşlarda oyuncak manyağı olan iki .... "adı üstünde manyak" olarak hayatlarını sürdürmekteyken biz bunları bloglayalım ha birde isteyen olursa onları bu zevkli meşgale ile buluşturalım diyerek yola çıkan iki yakın dosttur... Gerisi de varda fazla özele girmeyelim ;)... '' açıklamasıyla yola koyulmuşlar, ''büyüklere oyuncaklar'' la ilgili haberleri ve oyuncakları yazmışlar.Hatta üyelerine minik hediyeler bile veriyorlar. Siz de özellikle bir star wars hayranıysanız, bu siteye göz gezdirin derim.Siteye bundan böyle yanlardan bi yerlerden ulaşabilirsiniz.




öptüm'n 
Read more

ben hep hoşgelirim

 
Herkese merhabalar!!Dans etmenin farklı bir tınısı olduğunu söylemiş miydim?En sonunda şeytanın bacağını kıraraktan tangomu yüzler (rakamla 1000 ler ) izledi, sevdi, ''show tango wuhuuu'' dedi. Aşağılara bi yerlere iliştirmek isterdim ama yakınımdan birileri tarafından çekilmiş bir videosu yok. Yine de buraya tık tık :)

Dansımı ettikten hemen sonra pılımı pırtımı toparlayıp, hadi görüşürüzlerle soluğu otogarda aldım.(bir kucak dolusu sevgi de oturan göbek e gitsin) Bu arada, seyehatlerinizde otobüsü tercih ettiğiniz zamanlarda Ulusoy un online bilet sayfasına kısa aralıklarla bakarak olun derim. Zira ben sürekli sayfa yenilerken biletimi şans eseri 14 liraya alabilmiş bir sonraki sayfa yenilememde biletin, 53 liraya çıktığını görmüş bir yolcuydum!!Yolculuklarda eğer yalnızsam, üç beş sayfalık herhangi bir okuma sonrası yol 567 saat olsa bile, uyuyup uyanmayan bir insan olduğumdan ''uyudum uyandım'' şeklinde oldu ve kahvaltıya odtüdeydim.

Tatile Ankara ya gitmemin en büyük nedeni direncanımı ve lise arkadaşlarımdan nadide olanını görmek içindi:) yoksa hali hazırda Ankara benim için % 90 odtü % 10 diren in üç oda bi salon evinden ibaret.Uzun aralıklardan sonra görülen arkadaşların sohpeti ve birlikte geçirilen zamanın pek ayrı bi tadı oluyor tabi.Ankara benim için o sohpet muhabbet demek aynı zamanda.Nereye gidilir napılır hiç bilmiyorum ama kimi zaman bir odtü öğrencisi bile olabiliyorum, gelin bana sorun:)

Ankara da ne mi yaptım?

''bütün gün bir sandalyede oturup zorunlu haller -ki onlar; yemek yemek, dans etmek, içeceğimi tazelemek ve Devrim e gitmek- dışında yerimden kalkmadım, dans ettim, eğlendim, çalan müzikle clubber olmanın dibine vurdum, serdar konserine gitmedim, uyudum, tembellik ettim, bütün bir gün bi plastik bardakla eğlendim, pis yedili oynadım, yine batak oynayamadım, şarap içtim(!), can olduğum insanlara yenilerini ekledim ve geldim..''

 

Başkent te önemli şahsiyetlerle anı fotoğrafları çekilmedi değil.Ankara soğuğunda Devrim semalarında  yayılırken,gezerken..(soldan sağa; direnkknerid, daçe der ki, special n')

Üçlü buluşmanın, piyasanın altında(rakamla 3) biraların alınması, üç diyerek çekilen fotoğraflarımızı ve olay detaylarını  ise ''ankara anıları'' ma saklıyorum..(üç demişken bu paragraf kadıköy şubeme ithaf edilmiştir.)


Yine de İstanbul hep farklı okurum. İnsan neden farklı şehirlere, farklı yerlere gözlerini diker hiç anlamıyorum.Boğaz ı görüp, iyi ki döndüm demenin de farklı bir tınısı var.Benim planlarım o yüzden gidip sonradan dönmek üzerine kurulu. Buranın veremeyecek hiç birşeyi yok.

Buraya geldikten sonra da, son gaz İstanbul'la özlem giderdim ve nerde ne var arayışına girdim hemen. Heyecanlanmaya devam edebiliriz çünkü; Gotan Project in tarihi çoktan belli oldu.Tarihler 23 Haziran ı gösterdiğinde İstanbul dan ünlü tango melodileri yükseliyor olacak. 


 Tabi farkedilmesi gereken bir başka küçük şeyse benim sınavlarım yaklaştıkça yazma eğilimimimin artması ve de daha da başka şeylere yöneliyor olmam.. bu konuda konuşmak istemiyorum, gerçekten..


günün şarkısı peşimi bırakmayan o şarkı olsun..




Kendinize dikkat edin!


 öptüm'n

Read more

gettin better? #2




Herkese merhabalar!!Artık pazar postunu dahi rutin bi şekilde yazamadığımın farkındayım, belirli bir nedeni de yok aslında yazasım kaçmış. Belki de çaktırmadan bir yenilik arayışı içindeyimdir. Binlerce taslak yayınlanmak için de bekliyor aslında, hiç birini yayınlayasım yok. Mis gibi havalar sonucu özelliklede evimizin hemen önünde mis gibi kokan o ağaç sonucu neşeli zamanlar geçiriyorum.


Ben her güzel havada hasta oluyorum, bu hiç sekmiyor. Sürekli öksüren, konuşamayan, boğazı ağrıyan biri izlenimini yaratıveriyorum. Ve son iki hastalanışımın sonlarında, sanki iyileşişimi kutluyorum ve deli gibi eğleniyorum. Son dışarı çıkışım -iyileşişimi kutlayışım- sa şu ana kadarkilerin en iyisi olabilir!! Başta masum ''girls night'' havasında olmasını planlamışken, hatta sohpetimizi bu temanın dışına hiç çıkarmazken, 1 masayken, insanların bizim eğlencemizden feyz alarak ayaklara kalkıp dans etmesi ve birden sanki 3 masa oluşumuzla sonuçlanan bir geceydi.Çok keyifliydi, ve shotlarımızı her havaya kaldırdığımızda insanların bize eşlik etmesi çokça eğlenceliydi!Tek böcek corcia ya burdan selam olsun:) 


p.s: Küçük Beyoğlu' nun ikinci terasını da açmış olması daha da kalabalıkların olması, bunları güzel şeyler olarak alıyorum..



Buralar kendi tadında en güzel zamanları yaşarken, ben bir de Ankara nın tadını(!) çıkarmaya gidiyorum. Direncanımla Ankaralı günler başlıyor..Çarşamba, gece yarısını geçtiğinde, ben yollarda akustik bir yol izliyor olucam.


 Ama buralar gerçekten en güzel anlarını yaşıyor okur. Festivaller ''bahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaarrr'', ''yaaaaaaaaaaaaaaaaaaazzz'' diye bağırıyor ve şahane konserler aldı başını gidiyor. Ekosistemin yeniden canlanması sonucu İstanbul renklerini yaşıyor. 

Yarına kadar siz güzel kalın, ben de artık yazarak olucam tekraran. Bir dahaki postumun haylicesi ''faces'' fiyaskosu üzerine olabilir. Ve bir de, bi kaç zaman önce, talihsiz ve de huzursuz anlarımın bi tanesinde çok da güzel bi zamanda sıcak şarap içişim üzerine olabilir. Özlemişim okurum.



Öptüm'n
Read more

cupcake'n

Herkese iyi hafta sonları!!Bi süre boyunca yazarken tatsız yazdığımı farkederek elimi eteğimi blogumdan çektim.Güzel şeyler yazabilirdim gerçi, yeni haberler de verebilirdim, ama bunları okuyup kalp krizinden gitmesi muhtemel ufak bi kitle var, bunu istemiyoruz..Şaka bi yana kendimi tekrarlardım diyerek bazen en iyisi ara vermek olabilir diye düşündüm.

**İkizim kendine tanesi 2.5 liradan iki can edinmiş.Mütemadiyen ötüyorlar, mütemadiyen tıkırtı ve patırtı içinde kutuda dolanıyorlar. Hala neden civcivimiz olduğunu hiç bilmiyorum ama var.Adları bile var, biri şişko diğeri yaramaz dahi, o derece.

*1 mayıs napıyorki şimdi?

Bu arada neler neler yaptım; son gaz dansıma devam ediyorum, gayet amatörce olan dans videosunu da aşağı taraflarda bi yerlerde bulabilirsiniz.Bu aralar bu kadar zevk aldığım başka bişe yok sanırım.Estetik katabilseydik süper olabilirdi.Bi de aşçılığıma aşçılık katarak yeni tariflerde başarılı sonuçlar almak gayet mutluluk verici.Tam başarılı demeyelim de, oldukça yenesi:) Zira damla çikolatalı kurabiyeyi hep birlikte tecrübe etmiş kadar olmuştuk.Sonsuz başarısız bi girişimdi.Cupcake ler se çok tatlı ve süslemesi zevkli oldular.Sonuç alttaki gibi oldu;



**Ankara'ya üç beş kaldığı zamanların geçmek bilmez gibiyken su gibi akıp gitmesini seviyorum. Sabırsızlanıyorum ve de heyecanlanıyorum. Diğer arkadaşlarımın ''Antalya ya tatile!'' tahriklerinin hiç birine de gelmiyorum:)Ama öyle bir tatili de içimden fazlaca geçiriyorum. Belki de kendi güneyime kaçardım kim bilir?


Chillout dinleme zamanları bunlar diyorum ve bizim için chillout bi albüm yerleştiriveriyorum alta.Aradaki şarkıları dinlenesi ve ilk şarkısının Belleruche den olması hafiften cezbedici.Mehmet Yeşilçay başarısızlığı ne derece gözardı edilebilir bilmiyorum ama.. ;



Güzel havanın ve tatilin tadını çıkarın!


............................

öptüm'n
Read more